Bu ay en çok inatlaşan çocukların öyküsünü dinledim annelerden. En çok “ne yaparsam yapayım olmuyor” cümlesini duydum. Neden derseniz; çünkü bu ay “Selpakla Tuvalete Merhaba” derken, anne ve babalarla yüz yüze görüşmeye başladık. Selpakla Tuvalete Merhaba, Bengi Semerci Enstitüsü ve Selpak’ın 3 yıldır devam ettirmekte olduğu bir anne baba eğitim programı. Ebeveynler çocuklarına tuvalet eğitimi vermeye hazırlanırken ya da verirken, neler yapmaları gerektiğini, zorlandıkları durumların sebeplerinin neler olabileceğini, bu durumlarla nasıl baş edebileceklerini hem http://www.facebook.com/selpak sayfasından Bengi Semerci Enstitüsü uzmanlarına sorarak öğrenebiliyorlar, hem de Selpakla Tuvalete Merhaba evlerinde semirlerimize katılıp yüzyüze sorma fırsatı bulabiliyor.
Geçtiğimiz yıl, İstanbul, Ankara ve İzmir’de gerçekleşti buluşmalarımız. Bu yıl da bizzat sorularınıza yanıt vermek için İstanbul’dan sonra, Bursa, Antalya ve Eskişehir’de olacağım.
Eğitimler henüz başlamışken sizinle geçtiğimiz yıldan beni oldukça etkilemiş anılardan birini paylaşmak isterim. Bakalım bu yılki eğitimlerin sonunda karşılıklı olarak neler öğreneceğiz?
Eğitimin ilk günü, anne babalar seminer saatinin gelmesini beklerken çocuklar da Selpak’ın kendileri için hazırladığı oyun odalarında eğleniyordu. Selpak’ın kocaman filine binenler mi dersiniz, yerlerde sürünüp birbirlerine top atanlar mı… Hepsi eğlenceli bir koşturmaca içersindeydiler.
Bir ara gözüm 3 yaşlarında bir erkek çocuğuna takıldı. Tam file doğru eğiliyorken bir sesle irkilip tekrar yerine dönüyordu. Yerden topu almak istediğinde sesin geldiği yöne ben de onunla birlikte dönüvermişim. Çocuğun annesi meğer çocuğun her adımında “oğlum dokunma, ellerin kirleniyor, dizlerini yere sürme” diyor bir yandan da kaşıyla gözüyle işaret ediyormuş. Zavallı çocukçağız, bütün çocuklar gülüp oynarken, her yerinden kalkışında bir ip sanki boynundan tutup çekiyormuş gibi, yüzünde donuk bir ifadeyle yerine geri dönüyor, annesinin göz hizasından çok fazla uzaklaşamıyor,elinde bir kağıt bir de kurşun kalemden öteye geçemiyordu.
Hayatımda en çok dikkat etmeye özen gösterdiğim şey, birisi bana sormadan fikir beyan etmemek, bilgimi bir saldırı aracı olarak kullanmamaktır. Bu yüzden de bu annenin bana seminer sırasında soracağı soruyu beklemek dışında yapacak bir şeyim kalmamıştı. Bu esnada, çocukcağızın kirlenmemek için dokunamadan yaşayacağı yıllar gözümün önünden geçip duruyordu.
15-20 dakikayı bulmadan seminerimiz başlamıştı. Anneler, babalar birbir sorularını sormaya başladılar. “Doğru yaş ne zaman?”, “Gece ve gündüz eğitimi aynı anda mı verilir?”, “Kaç yaşa kadar altını ıslatması normaldir?”….. ve derken sıra bizim titiz annemize gelmişti. Ne sordu dersiniz? “Ben ne yaparsam yapayım, oğlumun hiçbir şekilde tuvalete gitmesini sağlayamıyorum. İçinde tutuyor, günlerce yapmadığı oluyor. Hastalanmasında çok korkuyorum. Ne yapmalıyım?”
Söylemesi çok kolay ama yapması bir o kadar zor, tek bir yanıtı var bu sorunun: “Rahatlayın!” Bir çocuk eğer kontrolü ele geçirmek ve sizinle inatlaşmak isterse elinde iki silahı vardır: Yemek ve tuvalete gitmek. Tüm gün büyüklerin kuralları ile hayatını geçiren, onlara uymak dışında hiçbir şansı olmayan, kendisine hiç seçenek sunulmamış olan çocuklar yemek ve tuvalet söz konusu olunca tüm gücünü kullanıp sizi çaresiz bırakabilir. Eğer bu iki konudan birinde bir sorun yaşıyorsanız ve çocuğunuz kıyasıya bir rekabet içerisine giriyorsa, kendinizi rahatlatmak ve çocuğunuzu bir parça rahat bırakmak dışında hiçbir seçeneğiniz yoktur.
Yemek yemememek ya da tuvaletini yapmamak, asla göründüğü kadar basit bir yeme-dışkılama sorunu değildir. Çok daha büyük bir ilişki örüntüsünün kontrol butonlarıdır. Eğer burada bir sorunla karşılaşıyorsanız, bilin ki çocuğunuzla ilişkinizde memnun olmadığı, size “hayır” demeye çalıştığı bir durum var. Sizin uzantınız olmadığı, kendi duygu ve istekleri olduğunu anlatmasının onun için bundan başka bir yolu da yok. Şimdi durun, önce rahatlayın, onu yemek ya da tuvalete gitmek için zorlamayı bırakın. Ve onu nerelerde ne kadar zorladığınızı gözden geçirip ilişkinizi yeniden yapılandırmak için bu sinyali fırsata çevirin.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.