ÇOCUK VE ERGENLERİN SOSYALLEŞME SÜRECİNDE DİSİPLİN

Çocuk yetiştirmede disiplin, çocukların ve ergenlerin sosyalleşme süreçlerinde anne-babaları ya da onlara bakım veren diğer kişilerin kurdukları ilişkilerin tamamını kapsar. Anne ve babanın çocuğunun davranışına verdiği tepkiler çocuğa, anne-babaya, aileye, çocuğun göstermiş olduğu davranışa ve bu davranışın hangi ortamda gösterildiğine göre değişebilir. Örneğin toplum içerisinde çocuğunuzun onaylamadığınız bir davranışına gösterdiğiniz tepkiyle aile içerisinde, çocuğunuzla baş başayken verdiğiniz tepkiler farklı olabilir. Ya da söz konusu davranış, onaylanan hoşunuza giden bir şey olsa bile, bazı anne babalar başkalarının yanında sırf şımarmasın ya da dikkat üzerlerine yönelmesin diye beğenilerini göstermekten çocuklarına aferin demekten uzak dururlar.

Anne ve babaların çocuklarını yetiştirme sürecinde uyguladıkları disiplin yöntemleri çok çeşitlidir. Ancak yapılan araştırmalar, anne babaların en çok hangi davranışları çocukluklarından beri görüyorlarsa onları uygulamaya devam ettiklerini göstermektedir. Bu da eğer uygulamada bir yanlışlık varsa, bunun kuşaktan kuşağa aynı biçimle aktarılmasına sebep olabilmektedir.

 NEDEN YANLIŞ YÖNTEMLERİ DENERİZ?

Anne ve babaların, davranış kalıplarının kendi ebeveynlerininkiyle sınırlı olması, çocuklarının hangi davranışları karşısında hangi tepkileri vereceklerini bilmemeleri, hatalı disiplin uygulamalarının temel sebebidir. Bu durum çocukların ruh sağlığını derinden etkilemektedir. Anne ve babaların doğru disiplin uygulamalarını bilmeleri ve uygulamayı başarabilmeleri depresyon, kaygı bozuklukları, davranım problemleri, okul başarısızlığı, sosyal ilişkilerde güçlük gibi birçok sorunun üstesinden gelebilmede etkili olmaktadır.

Davranışçı öğretiler bize en basit haliyle şunu söyler: Eğer bir davranışın devam etmesini istiyorsanız ona tüm dikkatinizi verin. Davranışın devam etmemesini istiyorsanız da onu görmezden gelin ve yok sayın.

Doğaldır ki, henüz dünyayı tanıma ve öğrenme sürecinde olan çocuklar birçok şeyi tecrübe etmeye çalışırlar. Birçok davranışı deneyerek bunların kendilerine bir yararı olup olmadığını, onları ve çevresindekileri mutlu edip etmediğini bilmek isterler. Bunu öğrenmenin denemek dışında çok fazla da yolu yoktur. Bu durumda onun anne babası olarak sizin yapmanız gereken en doğru şey onu en iyi şekilde yönlendirebilmek için doğru tepkileri verebilmektir.

Hangi davranış için hangi tepkinin doğru olduğu da öncelikle davranışın kendisine göre belirlenir.

Çocuğunuzun Olumlu Davranışı Karşısında…

Maddi Ödüllere Karşın Manevi Ödüller

Sıklıkla gördüğümüz anne babalardan edindiğimiz izlenimler ve bu konudaki araştırmalarımız anne ve babalarının çocuklarının olumlu davranışlarının birçoğunun devamı için maddi ödüllere başvurduklarını göstermektedir. Aslına bakılırsa çocuğa verilecek maddi ödül, yani istediği bir şeyin alınması ya da para verilmesi onun ödüllendirmenin birçok yolundan sadece bir tanesi ve en az işe yarayanıdır. Çocuklar temelde her türlü davranışlarında ilgi ve sevgi görmek isterler. Dolayısıyla sizin olumlu davranışını maddi bir nesneyle ilişkilendirmeniz aslında davranışı yüceltmekten çok ona bir paha biçmek, dolayısıyla bir anlamda değerini azaltmaktır. Çocuk olumlu davranışının hazzını yaşayamayıp, bunun ne kadar önemli olduğunu bir yana bırakıp tamamıyla onun ederine odaklanır.

Bu bilgiden hareketle bir çocuk için çocuğunuzun güzel bir sözü, ahlaklı bir davranışı karşısında verebileceğiniz en güzel ödül ona sıkı bir “aferin” demek ve sarılıp öperek sevginizi göstermektir. Öte yandan özel bir çaba gösterip, normalden daha fazla çaba sarfederek bir başarıya imza atan çocuğunuzun bu davranışını sürdürmesi için onu ödüllendirmek istiyorsanız da yine maddi bir ödülü bir tarafa bırakıp onunla birlikte keyifli vakit geçirebileceğiniz bir etkinlikte bulunmanız, mutluluğunuzu dile getirmenin en güzel yolu olacaktır. Böylelikle başarısının herhangi bir maddi değerle sınırlandırılamayacak kadar özel olduğunu da ona hissettirmiş olursunuz.

Çocuğunuzun Olumsuz Davranışı Karşısında…

Öte yandan, anne babaların çocuklarında onaylamadıkları davranışlar, çocukların doğuştan getirdikleri özellikleri değildir. Zaman içerisinde kazanılan, öğrenilen tepkilerdir. Sizin olumsuz davranışlar karşısında vereceğiniz tepkiler, çocukların bu davranışlarını değiştirmesine yardım eder. Ancak tepkilerinizi şiddet kullanmadan, bağırmadan ve öfkenizi kontrol etmeyi başararak uygulamanız koşuluyla davranış değişikliği yaratabilmede etkilidir. Çünkü  bu tepkiler başlı başına bir olumsuzluğun işareti olduğundan çocuğunuza şiddeti ve korkuyu öğretmekten başka bir işe yaramayacaklardır.

Model olma:

İnsanların diğer tüm canlılardan en önemli farkı, az önce değindiğim deneme-yanılmaya gerek kalmadan, görerek de öğrenebilmeleridir. Çocuğunuzdan yapmasını istemediğiniz davranışları, çocuğunuzun her gün etrafında görüyor olması, özellikle de güvendiği ve sevdiği kişiler tarafından bunların gerçekleştiriliyor olması davranışını değiştirmesini güçleştirir. Dolayısıyla, çocuğunuzun yapmasını arzu etmediğiniz davranışları yapmamak konusunda öncelikle kendinizde değişimler yaratmalı, doğru davranışı gösterebileceği ortamlar hazırlamalı ve doğru davranışı gösterdiğinde bunu fark edip onayladığınızı hissettirmelisiniz.

Açıklamalar ve uyarılarda bulunma:

Çocuklarınızın olumsuz davranışları karşısında onunla konuşabilmek, bu davranışın neden olumsuz olduğunu onunla paylaşmak ve bu konudaki beklentinizi ona açıklamak ilk adımda yapılması gereken en doğru davranıştır. Bu yolla hem çocuğunuzun neden sonuç ilişkileri kurma yolu ile sosyal yargılama düzeyini geliştirmesine, hem de zihinsel gelişimine yardım etmiş olursunuz.

Ancak açıklamalar ve uyarılar, bir davranışla ilk kez karşılaşıldığında ve çocuğunuzun yaşına uygun olarak yapıldığında faydalı olur. Tekrarlayan olumsuz davranışlarda açıklamalar işlevsizleşmeye başlar. Özellikle 11 yaşa kadar olan somut dönem çocuklarında uzun açıklamalar, konunun özünden uzaklaşmanıza sebep olur. Bu yaş grubunda doğru yol, uzun açıklamalar yapmak yerine davranışla beklentinizi desteklemektir.

Ödül ve ayrıcalıkları kaldırma:

Çocuğunuzun gerekli açıklama ve uyarıların yapılmasına karşın, aynı olumsuz davranışta ısrarcı davranması durumunda, özellikle de bu davranış ödevlerini yapmak gibi kendi kişisel sorumluluğu olan bir davranışı yerine getirmek ile ilgiliyse açıklama ve uyarılarınızın davranışınızla desteklenmesi gerekir. Bu koşullarda yapılabilecek en doğru davranış ödül ya da ayrıcalık olarak verilen bir etkinliğin kaldırılmasıdır. Örneğin, bütün hafta boyunca derslerini yapması gereken saatlerde sorumluluğunu yerine getirmemesi, hafta sonu için yapılan eğlenceye yönelik etkinliğin iptal edilmesi ile sonuçlanabilir. O saatte hafta içinde yapmadığı ödevlerini tamamlamasını beklersiniz. Ya da öfkeye kapılarak televizyonun kumandasını kıran bir çocuğun her hafta harçlığının bir bölümü kesilerek, kumandanın yenisinin alınması buna bir örnektir.

Görmezden gelme ve dikkati başka yöne çevirme:

Bazı durumlardaysa çocuklar yalnızca dikkat çekmek amacıyla olumsuz davranışlarda bulunurlar. Çok küçük yaş grubu çocuklarında küfür etme, 5 yaş ve üzeri çocuklarda bebeksi konuşmalar bu gibi davranışların en bilinen örnekleridir. Bu gibi durumlarda en doğru yaklaşım bu davranışları ile çocuğun dikkati üzerine toplayamamasını sağlamaktır. Yani davranışını görmezden gelmeniz ve yaşına uygun şekilde davrandığında, ilgi gösterip sözel pekiştireçler kullanmanız davranış değişikliğine yardımcı olacaktır.

 

DOĞRU DİSİPLİNİN “OLMAZSA OLMAZLARI”…

  • Anne ve babanın birbirleriyle aynı doğrultuda hareket ediyor olması
  • Aynı davranış karşısında aynı tepkinin, aynı disiplin yönteminin vazgeçmeksizin uygulanması
  • Yaptırımların, hatalı davranışla birebir ilişkili bir şekilde konulmasıdır.

 

BUNLARI UYGULAYABİLMENİZ İÇİN ÖNCELİKLE YAPMANIZ GEREKENLER

  • Anne-baba-çocuk sınırlarının net olması önemlidir. Çocuk kendini ancak böyle bir durumda güvende hissedebilir. Eğer sınırlar netse, eğer sınırlı bilgi ve deneyimi ile evi yönetmek ve sizi çekip çevirmek onun işi değilse ve en doğruyu, en güvenilir olanı anne-babası biliyorsa başı sıkıştığı anda onlardan yardım alabilir demektir. Ve bu ona güven verir. 
  • Çocuğunuzun davranışının nedenini anlayın. Bunu birine zarar vermek gibi bir amaçla mı yapıyor yoksa biraz ilgiye ihtiyacı olduğu için mi? Ona en doğru şekilde yaklaşabilmeniz için öncelikle onu iyi tanımalı ve neyi neden yaptığını anlayabilmelisiniz. Aksi halde tepkiniz oldukça yanlış olabilir. 
  • Meraklı değil duyarlı anne babalar olabilmek de oldukça önemlidir. Meraklı anne babalar, çocuklarının bireysel sınırlarını sıklıkla ihmal eder. Odasını karıştırır, çocuğun henüz paylaşmaya hazır olmadığı bir bilgiyi detayları ile öğrenmeye çalışırlar. Bu durum da, çocuğunuzun hem kendisine hem de başkalarına ait sınırlar konusunda kafasının karışmasına sebep olur. Eğer siz onun sınırlarına uygun davranmazsanız, başka kişilerin de ona bu konuda saygı duymamasını doğal karşılayacak ve tehlikelere açık hale gelecektir. 
  • Çocuğunuzdan yapmamasını beklediğiniz olumsuz davranışları kendi yaşamınızda sizin de yapmayarak model olabilmeniz çok önemlidir. 
  • Çocuğunuza, yaşına uygun sorumluluklar verebilmesiniz. Hiç sorumluluk almadan yaşayan kişilerin kazandıkları ve kaybettiklerinin de bir değeri olmaz. Bir süre sonra amaçsızlık kişiyi hayattan zevk alamamaya ve depresyona sürükler. Sorumlulukları yaşının altında ya da üstünde olmamalıdır ki hem gelişimine destek olabilsin, hem de bunları yerine getirmeye çalışmak onun için kaldırabileceğinin üzerinde bir yük oluşturmasın. 
  • Kıskanmak, üzülmek ve öfke gibi duyguların da evinizde kabul görsün; ancak uygun şekilde yansıtmayı ona öğretin. Duyguların doğrusu ya da yanlışı olmaz. Ancak uygun ifade biçimleri olabilir. Çocuğunuz kardeşini ya da arkadaşını kıskanabilir; ama kıskandığı için onun defterini alıp yırtması hoşgörülemez. 
  • Kurallar tüm aile bireyleri için net olmalıdır. Ancak bu 16 yaşındaki çocuğunuzla 10 yaşındaki çocuğunuzun aynı saatte eve gelebilecekler ya da aynı saatte yatağa gidecekleri anlamına gelmez. Kurallar bireylerin yetki ve sorumlulukları, yaşları ve evdeki konumlarına göre net olmalıdır.

ASLA YAPMAMANIZ GEREKENLER

  • Çocuğunuz her ne şekilde davranmış olursa olsun, onun bir birey olduğunu unutarak, bağırmak, azarlamak, vurmak, dövmek asla yapmamanız gerekenlerdir. Sizin bu davranışları uyguluyor olmanız, çocuğunuzun olumsuz davranışını değiştirmesine değil, bu gibi durumlarla karşılaştığında bağırıp şiddet kullanmayı öğrenmesine yol açacaktır. 
  • Siz bağırarak konuştuğunuzda çocuğunuz o sırada korktuğu ya da kaygılandığı için söylediklerinizi anlayamayacak ve yaptığının yanlış olduğunu bilse bile, onun yerine yapması gereken doğru davranışı öğrenemeyecektir. 
  • Çocuğunuz olumsuz davrandığı zamanlarda onu öğretmenine, babasına ya da bir başkasına söylemekle tehdit etmek yapılmaması gerekenlerden bir diğeridir. Bu durum sizin bu konuyla baş etmek ve çözüm üretmek konusunda yetersiz olduğunuz mesajını verir. Çocuğunuzun davranışında o anlık, çok kısa süreli bir değişim yaratsa bile uzun vadede doğru davranışı öğrenmesini sağlamayacaktır. 
  • Bir başka tehdit yöntemi de olumsuz davranmaya devam etmesi durumunda aslında gerçekleştiremeyeceğiniz bir şeyi yapacağınızı söylemektir (Bu şekilde davranmaya devam edersen, bir daha asla seninle tatile götürmeyeceğiz). Davranışla desteklenmeyen her türlü uyarı işlevselliğini yitirir. 
  • Olumsuz davranışların bazılarını görmezden gelmeniz durumunda, zamanla ortadan kalkacaklarına değinmiştik. Olumlu davranışların da onay ve takdir görmemesi zamanla ortadan kalkmalarına sebep olabilir. O yüzden, çocuklarınızın olumlu davranışlarını fark edip, buna olumlu tepkiler vermeniz, birçok disiplin yönteminden çok daha fazla işe yarayacak, çocuğunuzun ruh sağlığını olumlu şekilde etkileyecek ve onun da diğerlerinin olumlu davranışlarını görüp takdir edebilmesine destek olacaktır.
Reklam

YAZ TATİLİ PLANLARINDA ÖZEL DURUMLAR

Okulların kapanmasına sayılı gün kaldı. Süre kısalınca, aileler de görüşmelerimizde sıklıkla nasıl bir tatil programının çocukları ve kendileri için daha iyi olacağını sormaya başladılar. Elbetteki çocuğun özelliklerine, ihtiyaçlarına, ailenin yapısına göre yapılabilecek tatiller de çeşitlilik gösteriyor. Ancak en iyi tatilin, ailedeki herkesin ihtiyaçlarını gözeten bir tatil olduğunu en baştan söyleyeyim.

Tatile Herkesin İhtiyacı Var 

Anne babaların tüm diğer konularda olduğu gibi, tatil söz konusu olduğunda da oksijen maskesini öncelikle kendilerine takmayı unutmamaları son derece önemli. Çocukların eğlenmesi, iyi vakit geçirebilmesi için anne babanın hiç zevk almadığı, aksine çokça yorulduğu tatil mekanlarını tercih etmeleri, onları bir tatile daha ihtiyaç duyar hale getirebilir.

Tatile gitmeden önce, gözetilmesi gereken ilk şey herkesin neye ihtiyacının olduğu ve bu konuda ortak bir paydada buluşma yollarıdır. Sakin bir tatilin içerisine hareketlendirici etkinlikler katılabileceği gibi, hareketli bir tatilin içerisinde de kişiye özel alanlar yaratmak uzlaşmayı kolaylaştırabilir.

Boşanmış Ebeveynlerin Tatil Planları 

Boşanmış ebeveynlerin, çocukları için iyi olacağını düşünerek yaptıkları hatalardan biri birlikte tatil programları yapmalarıdır. Birlikte yapılan tatil planlarında, anne ve babaların çocuklara verdiği mesaj son derece kafa karıştırıcı olabilmektedir. Çocukların onları yeniden bir araya getirme hayallerini aktif tutmak, enerjilerini kendi yaşamlarından çok anne babalarının hayatlarına yönlendirmelerine sebep olabilmektedir.

Boşandıktan sonra ilişkinizdeki saygıyı korumanız, çocuğunuz için en sağlıklı olanı. Sıklıkla bir araya gelmek ve tatil planları yapmak ise kendi ilişkiniz açısından bir kez daha gözden geçirmeniz gereken bir durum olduğunun göstergesidir.

Çocukların hem anne hem de babalarına olan ihtiyaçları bir gerçek. Bu sebeple, tatilin tamamını bir ebeveynle geçirmek yerine, hem anne hem de babasıyla ayrı ayrı bir arada bulunabileceği zamanlar yaratmanız en doğrusu olacaktır.

Çocukların Anne Babadan Uzakta Tatil Yapmaları 

Birçok zaman, anne ve babaların çocuklar kadar uzun bir tatil fırsatlarının olmaması sebebi ile çocuklar büyükanne ve büyükbabaları ile tüm bir tatil süresini yazlıklarda geçirebiliyorlar. Bu konuda dikkat edilmesi gereken birden fazla nokta var:

Çocuğun Yaşı: 3 yaşının altındaki çocuklarda bakım veren ve çocuk arasındaki bağlanma ilişkisi oldukça önemlidir. Sağlıklı bir bağlanma ilişkisi kurulmadan çocuğun uzun bir dönem ona bakım veren kişiden uzak kalması, ruhsal zorlukları beraberinde getirebilir. Çocuğun rahatlıkla anne babasından ayrı tatil yapabilmesi (çocuğun özelliklerine göre değişmekle birlikte) okul döneminde (6 yaş sonrası) mümkündür. Ancak bu süreçte bile, hem anne hem de babayla düzenli telefon görüşmeleri yapması, anne babanın aralıklı olarak tatil mekanına giderek çocuklarıyla iletişimde olmaları çok daha uygun olacaktır.

Birlikte Tatili Geçirdiği Kişiler ile Çocuğun İlişkisi: Eğer çocuğa temel bakımı veren kişi, büyükanne ve büyükbabası ise, onlarla tatile gitmek onu zorlamayacaktır. Ancak bu kişilerin, disiplin konusunda çocuğunuza nasıl yaklaştıkları oldukça önemlidir. Hiç sınır koymayan, çocuğun her istediğini yapan büyüklerle geçirilen 3 ay, çocuğun yaşamında büyük olumsuz değişiklikleri de beraberinde getirir. Çocuğun uyku, yemek, dışarıda geçireceği zaman, kendine ve başkalarına yönelik zarar verici davranışları konusunda sınırları net olan büyükanne ve büyükbabalar tatil için bulunmaz destekçilerdir.

Tatil Yapılan Mekanın Özellikleri: Tatil yapılan yer, eğer tüm günün ev içerisinde geçirildiği, çocuğun gelişimine destek vermekten uzak bir mekansa, sadece anne ve babanın çalışıyor olmasından ötürü çocuğun burada tatilini geçirmesi sağlıklı olmayacaktır. Çocuğun tatilini geçireceği ortamın, yaşıtlarıyla sosyalleşmesine fırsat veren, fiziksel ve ruhsal gelişimini destekleyen özelliklerde olması tatilin verimli bir şekilde geçirilebilmesini sağlar.

Zayıf Bir Karnenin Ardından Tatil Yapmak 

Karneler nasıl olursa olsun, herkesin yeni bir başlangıç yapabilmek için zihnini, bedenini ve ruhunu dinlendirmeye ihtiyacı vardır. Ancak öte yandan tatilin ihtiyaçtan öte büyük bir ödül gibi planlaması okul döneminde yeterli çabayı göstermemiş çocukların, çalışmama hallerini pekiştirir. Tatil her nerede geçiriliyor olursa olsun, üç aylık süreç yetersizliklerin gözden geçirilip nedenlerinin bulunması, eksiklerin kapatılması, olumlu yönde ilerlemenin sağlanabilmesi için yeterli ve uzun bir süredir. Bu konudaki bir tatil planlaması için çocuklarına destek vermek de anne babaların görevidir.

Şimdiden herkese keyifli bir yaz tatili dilerim.

Gizli Mesajlar Atölyesi Ardından…

Herkes aynı dünyaya doğar, ama dünyayı bambaşka algılar. Algılama sürecindeki en kritik belirleyici de içine doğduğunuz ailedir. Buraların iyi mi kötü mü, tehlikeli mi güvenli mi olduğuna buradan gelen mesajlarla karar verir, bundan sonra kendinizi nasıl koruyup kollayacağınıza, bu dünya ile nasıl başa çıkacağınıza bu aile içerisinde gördüklerinizle yön verirsiniz.Biz de şubat ayında Atölye Psikoloji’de bu mesajlara odaklandık. Çocukları birbirinden şanslı 24 anne baba vardı 23 Şubattaki atölyemizde. O çocukların şanslı olduğunu düşünüyorum; çünkü özellikle de grubun çoğunluğunun çalışan anne babalardan oluştuğunu düşünürsek, pazar günlerini daha iyi bir anne baba olmanın yollarını öğrenmeye ayırmak, kendilerini sınamak, yaptıkları hatalarla yüzleşmek ve bunu paylaşabilmek gerçekten büyük bir özen ve cesarettir. Böyle anne babalara sahip olmak da bir çocuğun hayattaki en önemli şansı olabilir.

1969270_430763643692766_324186192_n1558378_430763770359420_718540008_n

Atölyemizde ortaya çıkan, bana göre en önemli mesaj tüm anne babaların özünde çocuklarının mutlu, kendi ayakları üzerinde durabilen, başkalarından bağımsız, kendi isteklerine göre karar verebilen bireyler olmalarıydı. Ancak öte yandan;

  • çok çalışıp sürekli ne kadar çok çalıştığımızdan yakınırken,
  • sıklıkla “hadi evladım!” diye seslenirken,
  • ikna ederek kuralları uygulamaya çalışırken,
  • hayattaki tek ve en önemli şeyimizin onlar olduğunun sürekli altını çizerek söylerken,
  • çabuk öfkelenip hemen bağırırken,
  • ona bir şey olması ihtimali ile ondan daha çok kaygılanıp bu kaygıyı çocuğumuza aktarırken,
  • her şeyin en iyisini bildiğimizi söylerken,
  • evde eşimize de anne babalık yapmaya devam ederken,
  • iyi polis kötü polisi oynayıp anne babasına ilişkin çifte mesajlar verirken,
  • ve onunla arkadaş olmaya uğraşırken

vermek istediğimiz mesajdan o kadar çok uzaklaşıyoruz ki… Kendimize çeki düzen vermek, hedeflediğimiz rotaya geri dönebilmek mümkün. Biz de size anne baba atölyeleri ile elimizden gelen desteği vermeye hazırız. Marttaki “Evde Kurallar Nasıl Konmalı?” ve “Sınav Kaygısı Yaşayan Çocuğunuza Yardım Edebilirsiniz.” atölyelerini işte bu yüzden sakın kaçırmayın.

Anne Baba Okulu Mart programı sınırlar sınav kaygısı duyurusu