Anne-Babalar

Hepimiz anne olmayı da baba olmayı da kendimizden biliriz. Ama yanlış ama doğru… Çocuklarımızı kendi yaşamlarımızın bir uzantısı olarak görüp, doğru bildiklerimizi tekrar etmeye, yanlış bildiklerimizden şiddetle kaçınmaya çalışırız.

 

Bize tanıdık geleni normal sayma eğilimindeyiz. Eğer çocukken hata yaptığımızda kızıp bağırdılarsa, kızıp bağırmanın sevgi ve koruma davranışı olduğunu düşünebiliriz. Dayak yemişsek, her anne-babanın disiplin için dövmesi gerektiğine inanırız. Her istediğimiz yapılmışsa, bebeğimizin sınırsız yetişmesini doğru buluruz. Hiçbir yere gönderilmemişsek, bebeğimizi tehlikeli dünyadan uzak tutup fanuslar içerisinde yetiştirmeye çalışırız. Tüm bunlar olurken, bugünkü agresif anlarımızın, nedeni belli olmayan ağlamalarımızın, 30lu yaşları geçsek bile evde tek başımıza kalamayışımızın sebebini sorgulamayız.

 

Oysa ki anne olunca bilmek yetmez. Anne olmak, her an kendimizi ve bildiklerimizi sınamayı, yeni bilgilerin peşinde koşmayı, bildiğimizi sandıklarımızı sorgulamayı gerektirir. Bunun için de anne olmayı önce istemek, okumak, takip etmek, daha çok sormak, çocuğumuzla birlikte yeniden büyümeyi göze almak gerekir.

 

Unutmayın, siz dünyaya gözlerini yeni açan bebeğin bu koskaca dünyayı yüzünüze bakarak tanıyacağı bir aynasınız. Sizin yüzünüzde, dünyanın mutlulukları da endişeleri de beklentileri de saklı. Yapmanız gereken; bir bebeğin, kendini ve dünyayı sağlıklı tanıyacağı bir ayna olabilmek. Bunun için yeniden büyümeye değmez mi?

Reklam

Bir Cevap Yazın

Please log in using one of these methods to post your comment:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s